top of page
Yazarın fotoğrafıAttila Gursel

Geçmiş, Bugün ve Gelecek*

Zaman bizim kontrolümüz dışında ilerliyor. Bazı bilim kurgu filmlerinin ya da edebiyatının aksine henüz zamanda yolculuk yapamıyoruz. Bunun iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğu konusunda kararsızım.

Geçmiş çoğumuz için önemli. Hatta bazıları için o kadar önemli ki bugününü ya da geleceğini gerçek anlamda yaşayamıyor. Geçmişte yaptıklarımız bizim kim olduğumuz hakkında fikir veriyor. Düşünce yapımızı, inanışlarımızı, kişiliğimizi, değer yargılarımız ve geçmişimiz yapılandırıyor. Sık sık geçmişimize ait iyi ya da kötü anılarımızı hatırlayıp üstünde konuşuyoruz. Bazen olanlara gülüyor, bazen dersler çıkarıyor, bazense pişmanlıklar yaşıyoruz. Kişilerin geçmişte yaşadıkları onları şekillendirirken şirketlerin geçmişi ise “Kurum Kültürünü” ve “Kurum Hafızasını” şekillendiriyor. Kurumun geçmişi bu yüzden önemli. Özellikle aile şirketlerinde daha da önemli. Yıllar geçtikçe köklü kurum kültürü ve hafızası oluşuyor. Elbette bunca yıllık hafızaya sahip kişiler gün geçtikçe azalıyor ancak yeni kişiler bir yandan kendi yaşadıklarını biriktirirken diğer yandan da eski anıları dinleyerek ortak hafızaya sahip oluyorlar. Köklü bir şirketin kurum kültürü de şirketin en önemli varlıklarının başında geliyor. İş yapış biçimi, kurum içi ve dışı ilişkiler, etik değerler, bilgi birikimi gibi öğeler kurumun kültürünün hem şirket içinde hem de dışında nasıl algılanacağını belirliyor.

Bugünün tanımı ise dar ve geniş anlamda yapılabilir. Bugün dediğimizde içinde bulunduğumuz gün ya da an gibi kısa zaman aralığını ya da 50 yıllık bir şirketi göz önüne aldığımızda son bir ya da birkaç yılı belirtiyor olabiliriz. Genelde şirketler kültürlerindeki değişiklikleri mihenk taşı olarak alıp geçmiş ile geleceklerini birbirlerinden ayırırlar. Şirketiniz de böyle bir değişimden geçmiş olabilir. Değişimler genelde uzun soluklu bir değişim sürecinden geçer ama gözle görülür, hissedilir değişiklikler olur. İş yapış biçiminden beklentilere, görev tanımlarından stratejilere, işveren-çalışan ilişkilerinden şirketin yönetilme biçimine kadar pek çok şey değişebilir. Bu değişimi anlamak, benimsemek ve özümsemek hiçbir kademedeki çalışan için kolay olmaz. Ancak değişen bir şirkette sadece değişime ayak uydurabilenler için gelecek parlak olur. Geçmişe takılıp kalanlar, onun konforlu alanından çıkmak istemeyenler, değişime direnenler bu şirketin geleceğinde maalesef yer bulmakta güçlük çekecekler.

Şirketler kabuk değiştiriyor. Artık şirketler sadece kendisinin geleceğini düşünenlerle çalışmak istemiyor. Ben bana biçilen görevi yaparım gerisine karışmam zihniyeti geride kaldı. Bu benim işim değil, bana bunu yap demediler, ne kadar az sorumluluk alırsam o kadar az hata yaparım düşünceleri kabul edilemez oldu. Şirketler, kendisini her konuda eğiten, geliştiren, düşünen, düşündüğünü açıkça ifade edebilen, hata yapmaktan korkmayan ama hatalarından ders çıkaran, bu benim işim değil bu hepimizin işi deyip işin ucundan tutan, şirket ailesinin bir ferdi olmaktan gurur duyan, dürüst, çalışkan, özgüvenli kişilerle çalışmak istiyor. Yöneticilerinin liderlik ettiği birimlerin birleştiği tek bir takım ruhuna sahip çalışanlar istiyor. Her bir çalışanın bir diğerine saygı duyduğu, farklılıklardan beslendiği, sınıflara, gruplara ayrılmadığı, yenilerin dışlanmadığı, kimsenin küçümsenmediği bir ortam istiyor. Şirketler değişiyor, geç kalmadan siz de değişin.

Geçmişi unutmadan, geçmişten ders çıkarmadan, kurum kültürünü oluşturmadan bugünü kurmak mümkün değil. Bugün de bir gün gelecek geçmişimiz olacak; gelecek ise bugün. Hepimizin geleceğinin iyi olması için bugün yapılması gerekenler var. Herkes kendi payına düşeni yapmalı. Öncelikle kafalarımızı değiştirmeliyiz, sonra iş yapış biçimimizi. Değişime ayak uyduramayan her türlü şey yok olmaya mahkumdur. Bu kaçınılmaz sondan bireyler de şirketler de nasibini alır.

Çalışanlar gelecekte iyi yönetilen, iyi çalışan, başarılara sahip olacak kaliteli bir şirket ister. Başarı elbette çok çalışmakla beraber gelecektir. Başarılı bir şirket doğal olarak hak ettiği değeri kazanacaktır. Hak ettiği değeri kazanan şirket bunu borçlu olduğu çalışanlarıyla da bu değeri paylaşmaktan gurur duyacaktır. Kilit kelimemiz ise mutluluk: Mutlu müşteri, mutlu yönetim, mutlu çalışan. Beraber düşüneceğiz, beraber çalışacağız ve beraber başaracağız. Değişime açık olun. Geniş düşünün. Akıllıca çalışın. Başarının tadını çıkarın. Ya da arkadaşlarınızla vedalaşın, mutlu olacağınız başka bir yer, başka bir şirket, başka bir iş mutlaka vardır. Hepimizin geleceği parlak olsun.


*Bu yazımın aslı Ankara Patent Bürosu Temmuz-Ağustos 2019 tarihli 33. sayılı iç bülteninde yayınlanmıştır.

10 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


  • Instagram Sosyal Simge
  • Facebook Sosyal Simge
bottom of page