top of page
Yazarın fotoğrafıAttila Gursel

Hayat sen hep böyle kahpe miydin?

Güncelleme tarihi: 12 Mar 2019

Elli yıl, dile kolay, geçip gitmiş ömrümden. Kırk dokuz yaşımın son gününde kendimi hala genç ve zinde hissederken, nereden geldiği belli olmayan bir yaşlanma hissiyle uyandım bugüne. Bugün benim ellinci doğum günüm. Tam kırk dokuz kez kutlamışım, annemin beni Telsizler Doğum Evinde dünyaya getirdiği, o "kutlu" günü. Kırk dokuz kez bir önceki yıldan bir fazla mumu üflemişim. Bu akşam yine kutlayıp bu sefer elli mumu üfleyip söndüreceğim.

Elli yılı geçmiş ömrümün. Bu sabah kalkıp rutin işlerimi yaparken aklıma gelmedi çok. İşe gidip her zaman olduğu gibi çalışırken de düşünmedim geçen elli koca seneyi neyse ki. Ama ne zaman ki iş arkadaşlarım sürpriz doğum günü kutlaması yapıp hediyeler verdi ve sonra geldikleri gibi usulca çekip gitti; yalnız kalınca masamın başında biçare, fırsatım da oldu şöyle adam akıllı düşünmeye geçen yılları ve muhasebesini yapmaya o kahpe yılların.

Sanmayın kötü bir hayatım oldu. Çok şükür iyi yaşadım, kötü desem ayıp olur. Açlık nedir bilmedim, savaş nedir görmedim. Sefalet yaşamadım, sokakta kalmadım. Kimseye olmadı ödeyemeyeceğim kadar borcum, çok fazla para görüp de şımarmadım. Dermansız derdim , şifasız hastalığım olmadı bugüne kadar. Yalnız kalmadım kendi isteğim dışında, dostum da oldu, arkadaşım da. Sevgi gördüm, saygı gördüm, küçük düşmedim. Eğitimsiz kalmadım, bilgisiz bırakılmadım. Hem okudum hem yazdım. Ne çok kolay oldu hayatım ama ne de diyebilirim ki zorlandım. Baba sevgisini alamadım yeterince ama zaten ne kadar sevgi alsa yetti diyebilir ki insan. İşsiz kalmadım hiç, saymazsak birkaç ayı gezip tozarak geçirdiğim avare. Aşık oldum, aşık olundum. Bir kişi oldu hayatımda; elleri avuçlarımın içinde, uyudum, dünyayı dolaştım, film seyrettim, dans ettim, düştüm, kalktım, yürüdüm, koştum, durdum ama hiç o küçük ellerini bırakmadım. O da benimkilerini bırakmadı hala. Çocuklarımız oldu çok şükür; öptüm, kokladım, sarıldım, okşadım. Geniş bir ailem oldu, bir sürü akrabam, kimisi uzak mahallelerde, kimisi uzak şehirlerde, kimisi uzak ülkelerde. Aldım dünyanın bir çok hazzını ama kullanmadım iki şeyi hayatımda; bir uyuşturucu, iki sigara. İçki içerim zaman zaman ama illa ki adabıyla.

Güzel yaşadım şu koca elli yılı, bakınca yavaş yavaş geriye ama içim bir buruk bugün elli yaşıma girdim diye. İyi yaşadım biliyorum ama insana yetmiyor. Kahpe hayat o kadar güzel ki anlamadan geçip gidiyor. Daha o kadar çok şey var ki yapılacak; o kadar çok şey var ki öğrenilecek. Daha bir sürü yer var görülecek, bir sürü film var seyredilecek. Kitaplarım var kütüphanemde beni bekleyen okunmak üzere. Dinlenecek şarkılar var daha yüzlerce. Daha çok geceler var şarap içip, öpüşmek ve sevişmek ve el ele sarılıp uyumak istediğim. Ve daha yüzlerce çilingir sofrası var paylaşmak istediğim rakımı, benimki sulu ve buzlu onunki sek ve soğutulmuş ehli keyifte. Daha binlerce nasihatim var, bilge deyişim, güzel sözüm, öğüdüm, masalım, meselim anlatmak istediğim oğullarıma.

Kahpe dünya, geri saymaya başladı, hissediyorum ömrümden. Dün hissetmiyordum; bugün hissediyorum. Korkuyorum zamanım olmayacak diye bütün bunlara ve daha birçoklarına. Ama biliyorum güzel yaşadım şimdiye kadar ve ömrümün sonuna kadar da elimden geldiğince güzel yaşayacağım. Yine de kahpe bu dünya; yüzüncü yaş günümü de kutluyor olsam yüz mumu üfleyip üzüleceğim. Daha el ele yürüyeceğim çok şehir, seyredeceğim çok film, okuyacağım çok kitap, dinleyeceğim çok plak olacak. Ve daha bir çift sözüm olacak söyleyecek bu dünyaya. Yine bağıra bağıra söveceğim: Kahpe Dünya...


63 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


  • Instagram Sosyal Simge
  • Facebook Sosyal Simge
bottom of page